YAŞAMA DAİR HERŞEY

Tuesday, June 12, 2007

Günü Birlik Türkiye :)

Haftasonu eminim herkes bir yerlere kaçıp şehrin gürültüsünden uzaklaşmak istemiştir. Kimler başardı, kimler başaramdı bilimem ama biz çok güzel bir kaçamak yaptık. Kiminle olacak gene Doca ve Cadı kişileriyle :) Onların şu yeni proje meselesi olmasaydı sanırım çok daha uzun yıllar her resimde onlar olacaktı :) Tiflis'e geldiğimizden beri çekilen 1645 resimin 1644'ünde onlar var :):):)

Gelelim kaçamağımıza. İş için Cuma akşamından Batum'a gittik. Batum Uluslararası Havalimanını bizim şirket inşaa etti ve şimdi işletecek. Bizde hem yeni terminali görmek hem de oradaki arkadaşlara yardımcı olmak için haftasonu oradaydık.


- Batum yolu -

-Batum dağları-

- Batum liman -


- Batum'da gün batımı -

-Batum Sahil -

-Batum sahilden bir başka görüntü-

Öncelikle Batum'dan biraz bahsetmek istiyorum. Bir defa Türkiye sınırına bu kadar yakın olduğunuz için içiniz kıpır kıpır oluyor :) Şirin bir karadeniz şehri. Mimarisi bizim mimariye yakın. Ne de olsa uzun bir süre Osmanlı yönetiminde kalmış. Hatta Vahdettin, Atatürk'ün başlarısız olması ve tekrar Anadolu'ya geçip yönetimi ele almak için Batum'da kalmış. Kaç kişiye sordum hangi evde kalmış diye ama bizim arkadaşlar tarihe uzak olacaklar ki hiç merak etmemişler! Batum'a yaklaşırken Karadeniz'in o muhteşem yeşilini görünce hepimiz bayıldık ama Cadı bizi Türkiye'nin karadeniz kıyılarını görmediğiniz için size buralar güzel geliyor diye uyardı ve Palyancom da onayladı. Batum şu an olmsa bile önümüzdeki 5 yıl içinde oldukça gelişecek. Çünkü yeni turistik otel inşaatı var şehrin her yerinde. Gerçi sezon kısa ama kafa dinlemek için ideal.

Pazar günü Türkiye'ye geçme planı yapıyorduk. Kahvaltıyı biraz geç yaptık ve ancak 12:00 gibi Sarp kapısına vardık. Batum'dan Sarp sınır kapısı araba ile 15 dk. İlk defa karayoluyla ülkemize giriş yapacaktık. Bize hayli ilginç geldi. Önünüzde Gürcistan sınır polisi, hemen 30 mt sonra Türk sınır polisi. Gümrük kapısında bekleyen tırlar. Gürcistan tarafından hemen çıkış yaptık ama Türkiye sınırında kalabalık vardı. Maalsef kuyrugun sonu belli değildi ve insanlar birbirne karışmış, ite kaka öne geçmeye çalışıyorlardı. Kalabalık dediğim en fazla 30 kişidir. Ancak nizam olmadığı için kısa sürecek işlemler uzuyordu. Saat 13:00 gibi Türkiye'ye giriş yaptık. Insanın kendi ğlkesinde olması kadar güzel birşey yoktur sanırım. Sınırın bir tarafında Türk evleri, karşı tarafında Gürcü evleri. En büyük farklari bizimkilerin çatısının kiremit olması, Gürcü'lerinkinin metal.


- Sarp sınır kapısı -

- tam sınırda bir Türk evi -


Hemen bir taksi bulup Hopa'ya yola çıktık. Yolda ilk farkettiğimiz çay kokusu oldu. Mest olmuş gibi etrafı ve denizi seyrederek Hopa'ya vardık. Çabuk nereye gideceğimize karar vermemiz lazımdı. Zira akşam Tiflis'e dönmemiz gerekiyordu. Tiflis - Batum araba ie 5 saat sürüyor. Trabzon ve Rize uzak olur diye Artvin'e gitmeye karar verdik. Ancak nerden bilebilirdik, Artvin'in bir dağın yamacına kurulmuş, ufacık bir şehir olduğunu :)

- Çay toplayan kadınlarımız -



- yeşil Karadeniz -


- Cankurtarandan bir manzara -

Artvin'e giderken araba kiraladık ve Karadeniz'in muhteşem güzelliğini izleyerek , Borçka'dan geçerek, Cankurtaran'a çıkarak, Çoruh nehrinin kenarından Artvin'e vardık. Nehir kenarından giderken sola Artvin şehir merkezi tabelasını takip ederek başladık tepeye tırmanmaya. Etrafta evler, dükkanlar var ama bize hiçte şehir merkezi gibi gelmedi. En sonunda baktık ki şehirden çıkıyoruz, o zaman anladık geçtiğimiz dik yolların şehir merkezi olduğunu :) İnsan öyle bir yer nasıl şehir olabilir diyor kendi kendine. Öğrendiğimize göre Hopa Artvin'den daha büyükmüş.

- Artvin -

Çoruh havasında yapılan değişiklikler ve yapılmış/yapılan 7 adet baraj yüzünden çevre biraz değişmiş. Yeni yapılan yol güzel ancak daha bitmemiş. Ayrıca oyulan dağlar yüzünden bazı yerlerde doğa çıplak kalmış. Umarım bu muhteşem görüntüler arasındaki bu zorunlu değişiklik en kısa zamanda gene yemyeşil haline bürünür.

- Hopa'da bu restoranda mutlaka balık yiyin -

Koru Otel ve restoran Artvin'de gidilebilecek en güzel mekan. Ufak bir otel. Sanırım 2 yıldızlı ama yeri çok güzel, insanlar sevecen ve Artvin'i çok net görebileceğiniz bir yerde. Saç kavurması muhteşemdi. Gidersein mutlaka uğrayın derim.


- Artvin Koru Otel -

Dönüş yolunda içimiz burkuldu. Ayaklarımız Gürcistan tarafına gitmemek için geri geri gidiyordu. Sanırım bu haftasonu en mutlu, en çok eğlenen kişiler bizdik. Günübirlik yurdumuzdaydık :) En kısa zamanda bu sefer Rize ve Trabzon'a gitmek için planlara başladık bile :)

Not: Resimleri Cadı kişisi evde bıraktığı için ancak yarın ekleyebileceğim. Mutlaka Cadı'yı ve Palyanco'yu da ziyaret edin. Bu muhteşem güzellikleri birde onlardan okuyun. Eminim değişik resmiler olacaktır.

posted by ANDY at 5:57:00 PM

13 Comments:

Yurdumuzun, hele de Karadeniz'in o muhteşem görüntülerinden sonra, dönmek istememeni çok iyi anlayabiliyorum. Umarım, en kısa zamanda yeni bir fırsat çıkar da doya doya yaşarsın bu güzellikleri tekrar.:))

6/13/2007 10:32:00 AM  

merhaba karadeniz süper ve sizin ayrıca günü birlik bile dahi olsa yurdunuza gecbilmeniz cok güzel yıllarca yurt dısında olupta gecemiyenleri düşününce ve hep sunu merak ederim anlatılır yasamyan bilmez diye ki öyledir basak bir ülkede olupta kendi vatanına ayak basmak cok yüce bir duygu olsa gerek

6/13/2007 02:20:00 PM  

oy,bize metal kafamı diyon seeen? görmedigum memleketum Artvin en büyük İldir daaa..):P

Allhımsize meleketimizde iş nasib etsin hayırlısı ile..:)

6/13/2007 02:30:00 PM  

Fikriminicegülü; Zaten en büyük isteğimiz Istanbul'a karadeniz üzerinden araba ile gelmek. Biraz yorucu olabilir ama geze geze çok eğlenceli geçer :)

Civciv; Insan gerçekten çok garip oluyor. Dönmek gelmedi içimizden :(

Yağmus Damlası; Haşaaa ne haddimize. Artvin çok güzel bir il :) Bizim beklediğimizden ufak çıktı o kadar :)

6/13/2007 03:19:00 PM  

Resimleri basmamışlarki,cadı da Tunusa gidiyormuş.

6/13/2007 08:16:00 PM  

Ne güzel bi'kaçamak bu böyle.. :)
Karadeniz çok güzel (daha göremedim o tarafları ama), resimler bile mis gibi kokuyor.. İyi ki yapmışsınız bu kaçamağı :)

6/15/2007 01:56:00 AM  

Karadenizi keşke o yollar barajlar yapılmadan görme şansınız olsaydı :(( Allahtan yağmur çok da güneydeki gibi yeşili yakarak arazi açamıyor yurdum insaı :)
Yıllar sonra ilkgittiğimde şok olmuştum sahil kalmamışş, sıra sıra yol. İçeri doğru ise o güzelim kıvrım kıvrım yollara ve deli akarsulara nasıl kıydılar, hiçbir fikrim yok. Son gittiğimde yapılmamaıştı o barajlar henüz. BU medenieytse ben dinazorum :(((

6/15/2007 02:09:00 PM  

hani derler ya gitmisin gormusun yediklerini anlat diye e sen yediklerinide ballandira ballandira anlatip gidilecek gorulecek listesi bile vermisken bize ekran basinan ahlayip vahlamaktan baska bir sey dusmuyor.

Tocanin karadenizli olmasi dolyisi ile yakinen bilirim oralari ve dahi oralardan daha guzel yerler oldugunuda dusunmuyorum. uzungolu mutlaka gorun ve mutlaka yaylada kahvalti yapin. hem palyancomada yarar saf kaymak ve bal.

Dip Not : Cadi ile konusurkende soyledim size iletir ama burdanda soyliyim bebek icin veya sizin icin ne lazimsa lutfen haber verin....

operim hepinizi bebegime iyi bakin...

6/15/2007 04:08:00 PM  

NENONI, Artık resimler var :) Evet Cadı'lar Tunus's gidiyor. O artık oradan bildirir :)

BILUN; Kesin git derim. Ben çok istiyordum. Küçük bir bölümünü görduk ama hayran olmaya yetti.

BONCUKCU; bizde şaşırdık. Sağımızda oyulmuş dağ, solumuz yemyeşil. Daha sonradan anladık Çoruh Havzası projesi oldugunu. Insanın içi burkuluyor o dapları çıplak görünce :(

KOYUBEYAZ; çok teşekkür ederiz. Mutlaka haber veririz birşey gerekince ama sen şimdiden tam altını ayarla :)

6/15/2007 04:25:00 PM  

Bizde sizin gezinin tam tersini yapmak istiyoruz bu arada sizin blogunuzu listeme ekledim :)

6/15/2007 08:30:00 PM  

altına Artvin yazdığın resimdeki yer mi yani sadece Artvin. eğer öyleyse,bizim buradaki köyümüz de o kadar ve aynı o resim gibi.:(
şincik anlıyooom oradakilerin hep buraya kaçma çabalarını.ama ben olsam ,oraya kaçarım tam aksi.

6/15/2007 09:19:00 PM  

OZLEM; bekleriz, gelmeden önce haber verirsen gidilecek yerler tavsiye ederiz en azından :)

YAĞMUR DAMLASI; Orası şehir merkezi, biraz yukarısında gene o kadar bir yer var. Ancak Hopa, Borçka da Artvin'e bağlı. Anlayacağın, ilçeleri şehir merkezinden büyük :)

6/16/2007 12:42:00 PM  

Merhabalar,

Sitenizde dostca babacan yazilarinizdan dolayi bu mesaji size atmak istedim, Ben Amerikada kalan ama Turkiye hasretinde olan birisiyim. Sizin sanal olarak dediyiniz Turkiye Turunu yapmayi bende sahsen cok isterim ama ilk basta gitmek istediyim yerler var ama isimlerini bilmiyorum bundan size soruyorum,

Turkiyede gitmek istediyim yer baslica sehir havasi kokmayan insanlari Turk kulturleriyle yasayan temiz masumiyet kokan yerlere belkide koylere hic farketmez gitmek dolasmak istiyorum o insanlarla tanisip belkide yapabilirsem dost olmak istiyorum belkide bu isteyimi dahada kizistiran izlediyim bir filim oldu (Mutluluk filmi) ama icimde olan ve bir gun yapmam gerektiyini inandigim bir tur bu, bana bu konuda hic deyilse belkide bir kac ad yer gosterirseniz beni cok ama cok mutlu edeceksiniz. Turkiye hakkinda bolgeleri veya sehirleri hakkinda pek bilgim yok ama burda sehir havasindan bunalmis ve gercek temiz insanlari bulma yolunda kendime belkide bir tatil belkide hayattan bir donem yaptigim seylerden cekilmek istiyorum. Bu konuda belkide beni en rahatlatan sey maddi olarak mutlu olmam Allaha sukur. Ama manevi olarak artik bunaldim insanlarin insanlara arkatan tekme vurmadigi bu temiz insanlarin oldugu yerlere gitmek istiyorum. Bu dunyada belki cok zor ama, denemek istiyorum. Belkide bu konuda bana soyleyebileceniz yerler bana yol gosterecek. Lutfen bana bu konu hakkinda yardimci olunuz. Sizce neresi? Cok Tesekkurler. Mesajini bekliyeceyim

1/29/2008 01:07:00 PM  

Post a Comment

<< Home