YAŞAMA DAİR HERŞEY

Thursday, April 26, 2007

Herşeyden biraz...

Kaç zamandır yazacağım ama bir türlü zaman olmadı. Zaman oldu benim içimden yazmak gelmedi vs. :) Ama bugün yazmaya karar vermişken ve zaman bulmuşken oturdum bilgisayar başına başladım yazmaya :)

Öncelikle geçmiş 23 Nisan "ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMIMIZ" kutlu ve mutlu olsun. FİG ne güzel anlatmış yazısında çoçuk olmanın güzelliğini ve Gazel Vakti de onların ne kadar temiz ve saf olduklarını. Hoş Gazel Vakti o an utanıp sıkımış ama çocuklarımızın bizlerin söyleyemediklerini açık ve seçik söylemeleri bence çok güzel. Keşke büyüyünce de söyleyebilseler...

Hemen Fikriminincegülüne cevabımı vereyim. Bir önceki yazımda Hürriyet Gazetesini okumayalım, okutmayalım kampanyası başlatmıştım. Ne kadar etkili oldu bilmiyorum ama başlattım ben :) FİG'de kampanya ile ilgili ayrıntı istemişti. İşte ayrıntılar:

Hürriyet Gazetesine eskiden beri alışamamışımdır. İyi hatırlayın bir zamanlar gazete fiyatları ne kadardı ve pazar günleri ek verdikleri için daha da pahalı olurlardı.. Sonradan Star Gazetesi, Hürriyet, Sabah ve Milliyet'in 3'te 1 fiyatına çıkmaya başladı. Tirajı arttı ve bu üç büyük gazete fiyatlarını düşürdüler. Demek ki yıllarca bizi düdüklemişler! Bunu hemen unuttuk değil mi? Buradan uyuz olmuştum. Ama Hürriyet'i diğer iki gazeteden ayıran özellik ise hangi hükümet gelirse ona yalakalık yapması ve taraf olmasıydı. Cem Uzan'a karşı yapılan geç kalınmış ve çok doğru operasyonlar acaba Cem Uzan hükümet yanlısı olsa olur muydu? Neden benzer operasyonlar pek çok vergi yüzsüzüne ya da Cem Uzan tarzı kişilere yapılmadı? Eğer bu ülkede yasa dışı hareket eden birileri varsa, ister hükümet yanlısı olsun ister olmasın herkese uygulanmalı. Konunun esası yasalar herkese eşit uygulanmalı!

Konuyu dağıtmayalım. Milliyet'i zaten eskiden beri okumazdım. Bana hep soğuk bir gazete gelmiştir. Hürriyet ise yalan haberler yapması dışında (ki kaç defa habere yorum gönderdim ama asla yayınlanmadı) ülkemizi karıştırmak isteyen bazı kesimlerin ekmeğine yağ süren yayıncı politikası yüzünden sevmediğim ve karşı olduğum bir gazete. Belli bir ideolojiyi güden gazeteler buna devamlı olarak devam ederler. Hükümetin değişmesi onların bu tarzlarını değiştirmez. Yani biraz gurur ve kişilik olmalı! En önemli örneğim internette gezen haberler dışında kendi gözlemimden olacak. Son günlerde özellikle Cumhuriyet yürüyüşünü canlı vermediği için çok eleştirilen Doğan yayın grubu ile ilgili internetten pek çok olumsuz haber geldi ama internetten gelen yazılara pek rağbet etmediğim için kendi gözlemimi yazmak daha doğru olacaktır.

Eğer bulabiliyorsanız 23 Nisan tarihli Hürriyet Gazetesini alın, anasayfasına bakın! Bizim için çok önemli olan bir ULUSAL EGEMENLİK bayramı sadece üstte yarım safyadan az bir bölümde atılmış, altında ise başbakanın demeçinden alınan (nedense sadece onu ilginç bulmuşlar) “Kliselerden Korkmayın” başlığı atılmış. Tezetlığa bakar mısısnız! Biz olayı tüm millete mal etmemek gerek diye düşünürken ülkenin başbakanı ne söylüyor ve en çok okunan (maalesef) gazetesi bunu başlık olarak belirtiyor. Başbakan yellense bunlar ne kadar güzel koktu diyecekler!! Gazete böyle önemli birgünde ilk meclisimizin kuruluşu, o yıllar çekilen zorluklar, işgal günlerinden aydınlığa nasıl çıktığımızı anlatacağı yerde konuyu herkesin unutmak istediği biryere götürüyor! Elbetteki olay birgünde unutulacak birşey değil ama zaten bunu gerçekleştirenlerin amacı bu değil mi? Gündemi böyle olaylarla meşgul etmek ve devamlı olarak bu olayları gündemde tutup huzursuzluk çıkarmak değğil mi?

Bir zamanlar terörüstler askerlerimizi ya da vatandaşlarımızı öldürdüğü zaman basınımız güzel bir hareketle bu tür haberleri arka sayfalarda yayınlayarak bu olaylardan çoıkar sağlamaya çalışanlara güzel bir cevap vermişti. Bugünde böyle olması gerek. Dünya basının tüm halkımıza mal etmeye çalıştığı olayı bizim gazete de destekliyor!

Küçük bir örnek. Yunansitan – Türkiye maçında çıkan olayları hanginiz tv’de izleyebildiniz? Hiçbir kamera olayları yayınlamadı o an ve hep başka olayları gösterdiler. Emin olun bizde olsa maçı bırakır bu olayları gösterirdik. İşte size aradaki fark. Yunanlılar daha sonra kendilerini eleştirdiler, hatta aşşağıladılar ama bunu kendi içlerinde yaptılar dünya önünde değil.

Yaygaracı bir gazete olduğu için, yalaka bir gazete oldupu için ve pek çok yalan haber yapıtığı için okumuyorum o gazeteyi. Ha, ben kampanya dedim ama siz bakmayın bana, okumak ya da okumamak sizin kararınız. “Değişik görüşleri okumak istiyorum” diyebilirsiniz ama o gazetede değişik görüş yok :)

Evet fikriminincegülü sana cevap vermiş oldum umarım :) Bunlar dışında geçen haftasonu Tiflis’te daha önce gitmediğimiz büyük antenin olduğu yere ki bu anten bir tepenin üstüne kurulmuş ve oldukça büyük, bir nevi Tiflis’in simgesi haline gelmiş. Ancak bizim evden asıl çıkma nedenimiz Mother of Georgia (Gürcü Anne) heykeline gitmekti. Yolu karıştırınca antenin oraya gittik. En yüksek tepeden baktık Tiflis’e :) Sonra da yolu bulup Gürcü Ana’ya ve buranın eski kalesine gittik :) İlginç yerler ama buralar turistik yerlerden çok çatapat ve titreme yerleri olmuş :)

Çatapat = yiyişme
Titreme = sevişme

Nereye gitsek, hangi kayaya çıksak bir çift birbirlerine bağdemcik ameliyatı yapıyordu :) biz rahatsız olduk ama onlar hiç istiflerini bozmadılar :)


Havanın güzel olmasından istifade edip biraz gezip hava aldık ve eğlendik. Resimlerden göreceğiniz gibi Tiflis geniş bir alan yayılmış :) Ülke ve doğal güzellikleri harika ama insanları için aynı şeyi söyleyemem :(



Bu arada Mayonez Pazar sabah kahvaltısında yediği sucuğun, pastırmanın, peynirin bizim olduğunu sanmış ama hemen düzelteyim (onun sayfasında yorum da yazdım) biz kendi kahvaltılıklarımızı getirdik yedik bile :) Evde halen de var :) Kalanları sanırım Mayonez buzdolabında en köşeye koyup unutturmaya çalışmış ve başarılı olmuş. Zira havalimanına geldiğinde Doca ve Cadı unuttuklarını farkettiler :(

Her günümüz Cadı ve Doca ile geçiyor. Eğer iki katlı müstakil ev olsa palyanco ve cadı kesin oraya geçmemizi isterlerdi :) Onlar belki yakında başka bir projeye gidecekler. Elbetteki anlaştığımız ve sevdiğimiz insanların gitmesi bizi üzüyor. Sonuçta yurt dışındasın ve buradaki dostluklar çok daha önemli bizler için. Fakat onlar için seviniyoruz. Yeni bir proje, yeni tecrübeler ve kariyer basamaklarında yükseliş :) Umarım haklarında en hayırlsı neyse o olur. Burada başlayan arkadaşılığımız araya mesafe girse bile devam eder. Msn var, mail var, blog var :)
posted by ANDY at 4:28:00 PM

8 Comments:

Senin de 23 Nisan'ın tekrar kutlu olsun.:) Teşekkür ederim kampanya bilgileri için.:) Kendimle ilgili aldığım, bir dizi radikal kararın içinde, gazete okumamak ta var. O yüzden ben hiçbirini okumuyorum. Nasılsa bir şekilde gerekli olan haberleri öğreniyorum.. internet var.. fısıltı gazetesi var.. blog arkadaşlarım var.:) Bakınız neler öğreniyoruz.. titreme kıprama falan.:))) Umarım bu güzel dostluğunuz hiç bozulmasın.. araya mesafeler girse de, yürekleriniz hiç ayrılmasın.:)))

4/26/2007 05:26:00 PM  

Bende bozulmayacağını umuyorum. Umarım biraz açık seçik yazmama kızmadın! Gerçi gülme işareti var ama ben emin olmak istedim ;)

4/26/2007 06:27:00 PM  

aşkolsun yahu.. hiç kızar mıyım ben sana.:) hayatın gerçeklerini görmezden gelemeyiz ya.. çok güldüm yalnız.. hemen bir kaç arkadaşa sattım bu sözcükleri.:)))

4/26/2007 06:49:00 PM  

Ohh...iyi bari sevindim :))

4/26/2007 06:51:00 PM  

çok güzel açıklamışsın zürriyet gazetesini:) karaktersiz bi oluşum. Kim gelse onun yalakası .......... ler. Terbiye bozmayayım dedim annem kızıyor:) Cadı ve Doca ile arkadaşlığınız ömür boyu sürer inşallah çünkü gurbet arkadaşlığı başka oluyor. Abi bu kelimleri kim çıkarıyor yaa titreme kıprama:))

4/27/2007 02:44:00 PM  

Üstün yaratıcı türk zekası ürünleri bunlar. ASlında daha nice deyim ve atasözleri var ama burada söylenmiyor :))

4/27/2007 02:48:00 PM  

Valla geçen geldim tam buna bi yorum yazacaktım işim çıktı. Bu yazısı yorumsuz bırakılamaz, hayır ne hürriyet gazetesi umurumda ne de titreşenler. Benim tek derdim sizin gibi arkadaşlardan ayrılacak olmamız, hele böyle güzel günlerin başlangıcında ayrı gayrı düşecek olmamız. İçim acıdı böyle gözlerim doldu, ahanda akıyor galiba:..( Gerçekten Palyanço'mla böyle aynı bahçe içinde bir evde beraber yaşamak isterdim. Çiçeklerimiz, köpeklerimiz, salıncak kurabileceğimiz ağaçlarımız, belki ilerde bebişlerimizle güzelce yaşayabileceğimiz:)) Çünkü Palyançom gerçekten çok iyi kalpli ve temiz bir insan, Allah sizi birbirinizden ayırmasın, biz yine bir gün bir yerlerde buluşuruz nede olsa, di mi ama yaaa.. Hem daha gitmiyoruz ki, zamanı bile belli değil işte! Ya sizde gelin ama yaaa..

4/27/2007 03:38:00 PM  

Ulan yazıyı yazan ben gene iyi kalpli olan Palyanco..:)

4/27/2007 03:41:00 PM  

Post a Comment

<< Home