YAŞAMA DAİR HERŞEY

Saturday, April 14, 2007

Ebeyim ben ebe :) Not: Lütfen ebelere küfür etmeyiniz :)

Efendim Fikriminicegülü beni sobelemiş. Tavuk pirzola tarifi verirken "bakalım erkeklerden ne çıkacak" diye de eklemiş :) Niha hahaha...Benim mutfak mezunu olduğumu bilseydin böyle demezdin ama..:) Gerçi sadece lise yıllarında mutfakta staj yaptım ama bu bile yetti pek çok şey öğrenmeme. Turzim okuyanların çoğu gibi bende kendi mesleğime devam edemedim. Aslında etmek istedim ama bazen işler sizin istediğiniz gibi olmuyor. Önce casino ve sonrasında havacılık. Aslında havacılık işi de turizmin bir parçası olduğu için kendi mesleğimi icra ediyorum diyebilme şansım var :))

Bak gene konuşmaya daldık unuttuk sobelenmeyi. Sorulan sorular dışında 3 yemek tarifi verip, her tarifte 3 kişiyi sobelemem gerekiyormuş. Hadi bakalım hayırlısı olsun :)

1-1 BUGÜNE KADAR YAŞADIĞINIZ 3 ŞEHİR:

Doğduğum şehir olan Aydın'ın Söke ilçesi (bu arada fikriminincegülü esas kahramanlık sökeden çıkmıştır, hıh :)) Bende FİG gibi 1 yaşında İstanbul'a geldiğim için bu şehri sadece tatile giderken transit geçişler sırasında gördüm. Ancak Bodrum'a giderken Söke'den geçiyorsunuz ve orada askeri lojmanlar var yolun kenarında, hah işte oradaki tek katlı evlerde yaşamışım 1 yaşına kadar :)

İstanbul...Gözümü açtığım da gördüğüm şehir diyebilirim. Ulus, Etiler, Bahçelievler derken son durağımın şimdilik Beylikdüzü olduğu şehir. Nereye gidersem gideyim hep aradığım, özlediğim ve yaşamaktan her daim zevk aldığım şehir...

İzmir...Üniversite yıllarımın -ki bu yıllar çok deli dolu geçmiştir- geçtiği, insanın büyük şehirde fakat karmaşa olmadan yaşamak istediği zaman akıllara gelecek ilk yer olan Ege'nin incisi İzmir... Sezen Aksu'nun şarkısında dediği gibi burada yaşadıktan sonra "Kalbim Ege'de kaldı" diyor insan. Birde yakınında Çeşme, dikili, Kuşadası, Didim, Dikili vb. yazlık yerlerin olması :))

1-2 TATİL İÇİN GİTTİĞİNİZ VE ÖNERECEĞİNİZ 3 ŞEHİR:

Burada şehir yerine belde demek daha doğru olacaktır. Bu yüzden ben size gittiğim yerlerden bahsedeceğim.

Fethiye: Tüm güney kıyıları beton yığınına dönüşürken halen bakir kalabilmiş bir tatil beldesi...Ölü denizin duruluğu, belcekızın masmavi denizi (bazen dalgalı olabiliyor ve hemen derinleşiyor) diğer turistik yerlere göre daha sakin oluşu, tekne turları (olmazsa olmaz), saklıkent (alabalık yemenizi taviye ederim) , kayaköy (mutlaka gözleme yiyin), yamaç paraşütü (adrinalini ve uçmayı sevenler için) ve fethiyenin sade ve sakin merkezi. Size öyle büyük ve deli gibi eğlenceler sunan mekanları yok ama tam kafa dinleme yeridir Fethiye.

Marmaris: İlk olarak 14 yaşında gittiğim ve yıllar içinde bir yerin nasıl betonlaştığını yıl be yıl gördüğüm ama halen çok sevdiğim bir tatil beldesi. İlk yıllarda her sene Marmaris'ten Datça'ya giden yolun 23. kilometeresinde bulunan Çubucak Orman Kampına giderdik abimle. Her sene nerdeyse aynı dönemlerde çadır kurup 10-15 gün kalırdık. Denizi ve havası muhteşemdi...Ancak yaş ilerledikçe bu çadır olayı biraz daha zor gelemeye başladığı ve tatil süremiz kısaldığı için artık gidemiyoruz. Size otel olarak Mares oteli önerebilirim. Eğer herşey dahil bir yere gitmek istemiyor ve otele bağımlı kalmak istemiyorsanız tabiki...

Ilıcalar'ın denizi harikadır. Turunç gene Fethiye gibi sakin bir yerdir. Şelale'de alabalık. Safari turuyla gitmenizi tavsiye ederim, böylece marmaris yarım adasının her tarafını gezebilirsiniz. Gece hayatı da oldukça başarılı bir yer. Gerek Migros'un oradan Marmaris Marinaya kadar olan sahil şeridindeki barlar, gerekse barlar sokağında (marinanın arkası) istediğiniz tarzda mekanlar bulabilirsiniz. Datça'ya da uğrayın ve Ege ile Akdeniz'i ayıran Knidos harabelerinin bulunduğu burunu da gidin derim. Ancak yolda sakın eşeğe binmiş birisine Knidos'a ne kaldı diye sormayın :)) Biz bir defa sorduk, adam bize 30 dk dedi ama yol 2 saat sürdü :)) Eşşekle kısa yollardan gidiyordu sanırım :))

Ancak Nisan ayında yağmu yağarken marinada oturup, denizi izlerken biranızı yudumlamak ve elinizdeki kitabı okumak başka bir keyif veriyor insana...

Mavi Tur: Eğer denizi seviyor ve otel odamı yanımda taşımak istiyorum diyorsanız mutlaka ama mutlaka mavi tura çıkın derim. Biz gideceğimiz zaman adama sormuştuk yanımızda ne getirelim diye sorduğumuzda "mayonuzu alın gelin" demişti. Biz klasik bavulları doldurup gitmiştik ama sadece mayo giydik diyebilirim :)) Ayurıca kamara kalmadık bile. Her gece bir koyda limanlayıp güvertede yıldızları seyrederek uyumak müthiş bir duygu ama bazen gece esen rüzgar yüzünden battaniyenizin uçması mümkün :))

Şöyle bir hayal edin, sabah uyanıyorsunuz ve yüzünüzü yıkamak için denize atlıyorsunuz :) Kahvaltınızı geminin kıç tarfında denize nazır yapıp, istediğiniz koyda demirliyorsunuz.

Eğer böyle bir niyetiniz varsa size ilk olarak Marmaris - Fethiye-Marmaris rotasını tavsiye ederim. Marmaris'ten tekneye c.tesi biner, pazar sabah kahvaltıyadan sonra yelken açar 5 saatta Fethiye Ölüdenize varır ve sonrasında muhteşem güzelliklerle dolu Göcek koyunu gezersiniz 1 haftada. Saint Nicholos adasında güneşin şarabınızı içerek güneşi batırır, ekincikte yengeç mangal yapar, Kleopatranın hamamında denize girebilirsiniz.

diğer bir rotada Marmaris - Bodrum. Bura rotayı daha gidemedik ama güzel olduğuna eminiz. Umarım en kısa zamanda bu turuda yapabiliriz.

Bunun dışında güneyin nerdeyse tamamını gezdim ama en çok yukarıda bahsettiklerimin yeri bende başkadır. Çeşme, Datça, Kaş ve ne olursa olsun Bodrum'un belli yerleri tatil için ideal.

1-3 YAŞAMAK İSTEDİĞİNİZ VEYA GÖRMEK İSTEDİĞİNİZ 3 ŞEHİR:

Yukarıda ünicersite yıllarımın geçtiği İzmir'den bahsetmiştim. İstanbul olmazsa İzmir'i isterim.

Emeklilik yıllarımın geçmesini istediğim Fethiye. Fethiye Muğla'ya bağlı olduğu için Muğla oluyor bu sorunu cevabı :)

3. şehir için bir düşüncem yok :)

2-1 ŞU ANDAKİ MESLEĞİNİZ:

Havacılık diyebilirim. Terminal işletmeciliği.

2-2 YENİDEN DÜNYAYA GELSENİZ HANGİ MESLEĞİ SEÇERSİNİZ:

Ya iyi basketbolçu olmak ya da iyi bir müzik (rock) grubunda açlıyor olmak :))

2-3 KESİNLİKLE YAPMAM DEDİĞİN MESLEK:

Sekreter olmak istemezdim :))

3-1 YAŞAM FELSEFENİZİ OLUŞTURAN SÖZLERDEN BİRİ:

Aslında hayat felsefesi olarak gösterilemez ama beğendiğim bir söz var: "Ne kadar iyilik yaparsan yap, sonunda mutlaka kötülük bulursun". Etrafımda çok örnekleri gördüm. Bu yüzden ve kişilik olarak herşeye süphe ile yaklaşırım :))

3-2 ÇOK SEVDİĞİNİZ BİR KİTAPTAN ALINAN PARAGRAF VEYA BÖLÜM:

Vallahi aklımda kalan öyle çok önemli bir söz veya paragraf yok. Aslında çok yazı var ama hah işte bu diyebileceğim birşey yok aklımda.Ancak Can Dündar’ın herşeyini bırakıp güneye yerleşen bir arkadaşı anlattığı yazı vardı. Tamamı çok güzeldi :)

3-3 SEVDİĞİNİZ ŞİİRDEN BİR PARÇA:

Blogumun başlığında yazan şiir tabiki :

Bilmezler yalnız yaşamayanlar, Nasıl korku verir sessizlik insana; İnsan nasıl konuşur kendisiyle; Nasıl koşar aynalara, Bir cana hasret, Bilmezler.

Evet...Geldik asıl önemli bölüme. Yemek konusuna. Size vereceğim ilk tarif dometes çorbası. Hemen burun kıvırmayın. Bu bildiğiniz hemen salça ve unla yapılan türden değil. Ama okurken de “canım bu sebze çorbası” demeyin. Deneyin, için sonra konuşun :)))

Dometes Çorbası: (Palyanco, Cadı, Mayonez)

Önce bir adet soğanı 4’e bölüp tenceredeki normaden daha fazla yağa atın, arkasından dometes, havuç, patates (hepsinden 1’er adet) , maydonoz sapı (maydonuzun ucunu limon ve yağlayıp yiyin), mevsiminbe göre patlıcan, kabak (2-3 dilim) atıp kavurmaya yapar gibi karıştırın. Domates falan suyunu iyice salsın. Patatesler yumuşasın vb... Sonra un koyuyorsunuz. Ama yavaş yavaş ekleyin ve tenceredki tüm suyu çekinceye kadar ekleyin. Daha sonra domates salçası ekleyip karıştırın, topak olan un tamamen kırmızı olduktan sonra su ekleyip, karıştırırarak kaynayınca kadar bekleyin. Bir iki taşım kaynadıktan sonra süzgeçten geçitin ama süzgeçte kalan posayı mutlaka blendir ile ezin ;) sonra başka bir tencerede yarım kalıp yağ ile unu karştırıp krema kıvamına gelene kadar pişirip, biraz önce süzdüğünüz suyu ekleyin ve kaynamasına yakın tuzunu ekleyin. Afiyetle yiyin. Ben artık göz kararı yaptığım için size şu kadar bardak su, şu kadar kaşık bu diyemem :)

Madamın Kaprisi : ( Yumurcak, Gazel vakti, Koyubeyaz)

Orta boydan biraz daha büyük ama sert domateslerden alınır. İçi kabak gibi oyulur. Oyunlan içler küp şeklinde doğranır. Bir tavada istediğiniz bir et türünün sotesi hazırlanır. Artık sote tarifini de ben vdermiyeyim değil mi :) Hazırlanan sote içi oyulmuş dometeslerin içine konur, üstüne biraz kalınca kaşar peyniri konup fırına verilir. Kaşar peyiniri eriyince çıkartılıp servis edilir. Ancak eğer domates,n de pişkin olmasını istiyorsanız önceden domatesleri fırında pişirebilirsiniz. Zevk size kalmış :)

Tavuk Folyo : (Gmemuzin, Ocean, Yağmur damlası)

Valla yemeğin adını attım. Çünkü adı yok. Varsa da ben bilmiyorum. Aslında bu benim çalışırken eve yorgun geldiğimde yaptığım kolay bir yemek. Hem lezzetli oluyor hem de pişmesi zaman olasa bile yapması 10 dk. Sürüyor :) Eve yorgun gelip yemekle uğraşmak istemeyenler için önerilir :)

Arzuya göre tavuk kanadı, budu ya da gögüsü alınır. Aslında kanadı tavsiye etmem. Çünkü kanat Kanatçı Haydarda yenmeli :) Aliminyum folyo içine aldığınız tavuk, yarım soğan, yarım domates ve isterseniz yeşil biber konur. Üstüne biraz yap ile tuz ve kırmızı pul biber serpip, aliminyumun kenarları katlayıp buhça yapar ve fırına verirsiniz. 30- 35 dk. Arasında yemeğiniz hazır ve buharda pişeceği için kuruda olmaz ;)

Eee...benden bu kadar, daha ne olsun yahu! :)

Peki hadi birde salata tarifi vereyim :) Tam açıldım vallahi :)

Roka Salatası (Bunun için kimseyi söbelemiyorum)

Tam bir rejim yemeğidir. Hem karnını doyurmak hem de kilo vermek isteyenler için :) Gerçi biraz yavaş kilo veriyorsun ama olsun. Tabi bundan sonra tatlılar, kolarlar, çerezler yemezseniz :)

Salata tabağına (derin olanı) rokalar doğranarak yerleştirlir. Küp doğranmış domates ve salatalık eklenir. İsteğe göre biraz da göbek marul koyabilirsiniz ama koymazsanız daha iyi olur kanımca :) Küp doğranmış beyaz peynir ve kaşar peyniri eklenir. Bir tavada bayatlamış ve küp küp doğranmış ekmekler kızartılır ve salataya eklenir. Ton balığının da eklenmesinden sonra çay bardağında karıştırdığınız limon-yağ karışımını ekler ve afiyetle yerseniz. Sos konusunda nar ekşisini de tavsiye ederim. Hadi afiyet olsun.
posted by ANDY at 3:40:00 PM

6 Comments:

amannnın,ben sobelendim mi şincik? o zaman ebeee.:)
bu bu konuda sanırım 2. sobe
kardeşiiim, incegül ne zaman yazdı da,sen ne zaman bu kadar uzun cevap yazdın?:)

ben sana alt yazıya yorum yazmak için gelmiştim oysa.Kadınlar ile ilgili bütün söylediklerine katılıyorum.
aradığım linki buldum. Rica etsem,bakarmısın bir buraya?

http://www.ensonhaber.com/news_detail.php?id=40951&uniq_id=1177003745

Burada son İstiklal savaşı gazimizle röportaj var.sayfanın ortalarında

"Komutanım emanetiniz emin ellerde"bölümünden bir alıntı yapayım:

YAKUP Dede’nin, gördüğü anda gözlerinin içi güldüğü Eskişehir İl Jandarma Alay Komutanı Albay Zafer Cengiz’in de boğazının düğümlendiğini hissediyoruz. Yakup Dede’nin anlattıklarını dinleyince ağlamamak için gözlerini sık sık tavana dikiyor. Ne de olsa asker ağlamaz. Söz sırası Albay Cengiz’e geldiğinde iyice sarılıyor Yakup Dede’ye. Ağzından şu cümleler dökülüyor: “Sizler sayesinde bizler buradayız. Emanetiniz emin ellerde. Bundan kuşkunuz olmasın komutanım.”

Yakup Dede’nin torununun eşi Bekir Ünver ise Şu Çılgın Türkler kitabını yazan Turgut Özakman’a sitem etmeden duramıyor: “Eskişehir’e üç kere konferans vermeye geldi ama o kitabın kahramanlarından biri olan dedemize hiç uğramadı.”
--------------------
bu bana çok ayıp ve tuhaf geldi.:(sence de öyle değilmi?

4/14/2007 05:02:00 PM  

:))))))))))başlık süper olmuş.
valla yemeklerin hepsi değişik. deniycem. beğenmezsem hepsini sana göndericem ben de... hadi bakalım. öyle başlık atmayla olmuyo andy bey.:))) bir de o tatil yerlerini nasıl anlatmışsın kardeşim yahu.. insanın tatil yapası geliyor. aç var tok var.. yapılmaz ki böyle.. biz yılda 1 hafta izini zor koparıyoruz. tatil ne demek.. offf offf.. He bir de ebelediklerinin hemen hepücüğü ebelenmiş andycim. haberin olsun..

4/14/2007 05:29:00 PM  

Yağmur damlası en kısa zamanda bakacam ama sakin kafayla girmek istiyorum ki rahat rahat okuyayım ;) Yazarın bu yaptığı bana da garip geldi. Eğer gerçekten öyle yaptıysa ayıp etmiş. Bizim için savaşan nerede olursa olsun ayağına kadar gitmemiz gerekir.

4/14/2007 09:42:00 PM  

Valla tatil beldelerini yazdıktaqn sonra oturup bir site yapasım geldi gexecek görecek yerler diye :))

Sobeleme konusunda ne yapayım o kadar çok blogger bilmiyorum. Sadece bana yorum yazanları sobeleyerek ayrımcılık yaptığımı itiraf ediyorum :)) Eylemlerim devam edecektir :))

4/14/2007 09:45:00 PM  

Ne zamandır şöyle güzel bi roka salatası arıyodum valla iyi oldu.Teşekkür ederim

4/15/2007 10:24:00 PM  

Afiyet olsun :)

4/16/2007 09:12:00 AM  

Post a Comment

<< Home