YAŞAMA DAİR HERŞEY

Saturday, July 07, 2007

Müzik...

Çocukluk dönemimden başlayarak yaşantımın değişik dönemlerinde dinlediğim müzik tarzlarını / gruplarını ve şarkıcılarını yazmayı daha önce planlamıştım ama geçenlerde sobelenen Fikriminicegülü konuyu yazınca, çalmış gibi olmamak için biraz bekledim :)

İlkokul dönemlerinde Sezen Aksu, MFÖ ve Barış Manço vardı. Halen de varlar! Nerdeyse her şarkıları halen dillerde. İlkokul demişken, 80 yılların başlarını hatırlayanlar bilir; tek kanallı tv yanında bugunde vazgeçilmezler arasında olan radyo vardı. O zamanlar sadece TRT radyosu ve Polis Radyosu yayın yapardı. Bugun gibi kanal düğmesini her oynattığında bir kanal çıkmazdı :) Pazar sabahları trt radyosunun Ankara ve Istanbul bazen de Izmir studyolarından sunulan eğlence programı ve gene o gunlerin vazgeçilmezi olan arkası yarın skeçleri vardı :) Oynanan hikayenin sahnesini kurmak artık sizin hayal gücünüze kalmıştı. Ayrıca okula gidenler için sabah saat 10:00 ve öğleden sonra 15:00'te çocuk saati vardı :) Bu başka bir yazının konusu olsun, biz gene müziğe dönelim.

Annem Türk Sanat Müziği sevdiği için hayatımın her döneminde TSM'ye karşı ilgim ve sevgim olmuştur. O eski dönemlerde yazılan şarkıların her notasında her kelimesinde ayrı bir anlam var. Ortaokula geldiğimizde o yıllara ait furya taverna müziğiydi. Bizde aldık tabiki nasibimizi :) Arif Susam, Ümit Besen vs. Bu iki döneme ait yabancı şarkıcılar ise Madonna, o zamanlar siyah olan Michael Jackson, Eurpoe ve Jon Bon Jovi. O yıllarda ne bugunkü gibi radyo yayını yapan kuruluşlar ne bir sürü müzik kanalı yoktu. Biz yabancı müzikteki gelişmeleri Okan Karacan'ın sunduğu Number 1 isimli tv programından takip ederdik. Adam şimdi tv kanalı sahibi oldu, yürüdü gitti, biz hala dinliyoruz :)

Bu arada yukarıdaki yabancı şarkıcı ve gurplar arasına A-HA ve Duran Duran ve Pet Shop Boys'u eklememek bu gruplara buyuk haksızlık olur :) Özellikle kızların oda duvarlarını A-HA'nın posterleri kaplardı. Erkeklerinki tahmin edebilirsiniz sanırım Samantha Fox ve Sabrina :):):)

Lise yıllarımda yabancı müzik daha fazla yer aldı hayatımda. Gerçi okulla yapılan gezilerde nedense hep arabeks şarkılar dinlenirdi! Herkes hayatından bezmiş gibi sigara içer ve "off bu hayat yaşanmaz" tarzından tripler atarlardı. Sanki çok dertleri varmış gibi :) Sanırım lise yılları trip yılları olsa gerek :):):) Hatta o yıllarda tv'de arabeks yasaktı da bir şarkı tv için özel bestelenip ilk defa tv'de yayınlanmıştı. Sözlerini yazıyorum hemen hatırlayacaksınız :)

Kıskanmak aşkın kanununda var (Buradaki "var" biraz uzatılarak söylenir)
Henuz 3 yaşında bir kardeşim var
Seni O'ndan bile kıskanıyorum, kıskanıyorum :):)

Ne söylerdik bu şarkıyı ilk çıktığında :):)

Lise son sınıfta ise (Istanbul'da oturanlar bilir) tam bir Airport ve Discorium salgını vardı bizlerde :) Yaş daha gece gitmeye tutmadığı için c.tesi pazar gunleri saat 13:00 - 17:00 arası açık olur ve içki satışı olmazdı. Saatlarce deli gibi rap yapardık :):)

Gene lise çaqğlarında Evil Dead (death metal dinlediği için ona boyle sesleniyorduk) arkadaşım sayesinde rock ve metal müzik ile tanıştım. Universite hayatım boyunca tarzımı belirleyecek bu müzikle ilk tanışmam bu tarzın sert gruplarından Manowar ile olmuştu. Sonrasında Anthrax, Slayer, Sodom, Metalica ve Iron Madien.
Universiteye başlayınca artık tamamen rock'çu olmuştum :) Saçlar omuzlarda, kulakta küpe ve her zaman temiz ama biraz pasaklı giyinmeye başlamış ve tabiki aileden tepki de almaya başlamıştım. Ancak bu sürenin gelip geçiçi olduğunu zaten üniversite bitipte iş hayatına başlayınca bunların söz konusu olamayacağını maalesef bir turlu anlatamadım. Allah'tan bana destek olanlar da vardıda bu tepkilerle boğuşabildim :)

Sene 93, iki tane final olmasına rağmen hayatımın en önemli konseri için Istanbul'a geldim. Ben ve Evil Dead İnönü stadyumunda, saha içinde en önde METALICA'yı izleme, onlarla pogo ve headbang yapma zevkine, şerefine nail olmuştuk. Mühtiş bir 3 saat geçirdik. Daha sonra sene 99 askerliğimin bitmesine 28 gün varken ben gene Istanbul' a gelip bu sefer Haywan adam, Evil Dead ve Kuzen Burak Kut ile Ali Sami Yen stadında izleme şerefine nail olduk METALICA'yı :) İlk konser muthişken bu ikinci konser pek tad vermedi bize. Gerek seyirci profili gerekse alt grupların dandikliği bizi hayal kırıklığına uğratmıştı. 93'te harika bir atmosfer ve seyirci varken 99'da rezillik diz boyuydu!

Şimdilerde yeni gruplar bana o eskilerin yaşattığı müzik doyumunu, zevkini ve ruhunu yaşatmıyorlar. Nerde o Deep Purple, Pink Floyd, Eloy, Guns N' Roses, The Doors, Freddie Mercury, White Lion, Nirvana, Iron Madien, ACDC, Megadeth, Slayer, Manowar, Led Zeppelin, Aerosmith, U2, The Cranberries...

Bu arada birşeyi unutmadan belirtmek istiyorum. "Şu müziği ya da bu müziği kesinlikle dinlemem" diyenlerden değilim. Kulağıma hoş gelen her türlü müziği dinlerim. Rock'tan Türküye, Türk Sanat Müziğinden Disko'ya, arabekstan, klasik müzüğe kadar. Müzik zaten insanları kaynaştıran, birleştiren bir olgu değil midir?

Ancak! Ancak ben 60, 70 ve 80'li yılların müziklerini başka bir seviyorum. Her biri hala dinlenen ve unutulmayan binlerce şarkı var. Günümüz şarkıları gibi sezonluk olmaktan öteye geçip klasikleşmiş şarkılar halen radyolarda çalmakta, halen cover edilip disco versionları ile dans edilmektedir.

Müzik, bir insanın hayat felsefesini ve hayata bakış açısını etkileyen, giyinmine, konuşmasına, hareket tarzına etki eden bir olgudur benim için. Geri dönüpte eski yıllara bakınca bu daha bir net görüyorum.
posted by ANDY at 1:11:00 PM

2 Comments:

Andromeda, Discorium dedin, bitirdin yani olayı.:)) Heyt gidinin gençliği. Çay yapardık oralarda da, deli gibi dans ederdik. Braaadır Lüvi Lüvi Lüvi..:))) Hele o abuk paspal kıyafetler, bileğe sarılan deriler..:)) En sevdiğim Hakkı Bulut şarkısını atlamamışsın. Hala bazen dilime dolanır valla. Dalga geçmeyin, acısız arabesk.:)))

7/13/2007 11:14:00 AM  

Valla ne günlerdi ya :) Bazen o yıllara donmek istiyor insan :)
Bir de layf is layf oooo... ooo.. var :)

7/13/2007 01:29:00 PM  

Post a Comment

<< Home