YAŞAMA DAİR HERŞEY

Tuesday, October 10, 2006

Motorsiklet Maceram :)

Sene 1995 yazı. Marmaris'in en büyük otellerinden birinde çalışıyordum. Üniversitede tanıştığım ve halen çok yakın arkadaşım olan Haywan Adam'da Fethiye'de kendine ait dukkanda çalışıyordu. Ben her fırsatta kendisinin yanına giderdim haftasonları. Hatta bir dönem hem lise de hem üniversitede aynı sınıfta olan Evil da benimle aynı iş yerinde çalışıyordu. O zaman en büyük isteklerimizden birisi motor kiralayıp Fethiye'ye haywan adamın yanına gitmekti ama Evil işten ayrılınca bu hevesimiz suya düştü.

Her nedense bende ki su çok sığ olacak gene düştüm bu hevese. Bir arkadaşın motorunu aldım ve basketbol maçı yüzünden 17:00'de çıkacağım yola 19:00'da hava kararmaya başladığı zaman çıkmak durumunda kalmıştım. Bu arada motor deyince aklınıza öyle büyük birşey gelmesin. Şimdiki gibi pek çok motor markası yoktu o zamanlar. Sadece Honda Kinetic vardı. Motoru şişer, direksiyon kitlenir vb... İşte ben boyle bir motorla Marmaris'ten 180 km'lik yola çıktım. Zaten daha dört yol ağzına (Muğla, Gökova, Köyceğiz ayrımı) gelmeden hava karardı. Biraz hızlanınca motor sallanmaya başladığı ve yukarıda saydığım teknik problemler olur diye fazla hızlanmıyordum. Yol boyunca yüzüme ve gözlüğüme bir sürü sinek, böcek vb.ç yapıştı. Siz siz olun yazlık yerlerde kasksız bimeyin motora :)

Göcek geçidinden geçerken yol boyunca bana yardımcı olan yok çizgileri kayboldu. Birde bu eski motorda gazı kestinmi farlar sönüyordu. Hava kararmış yolu görmüyorum, gaza da basmıyorum. Yani ayı gelse beni ponçiklese kimsenin haberi olmayacak dağ başında :) Oradan geçtim bu seferde 2 km'lik mıcır bir yolla karşılaştım :( Yavaş yavaş indiktan sonra nihayet vardım Fethiye'ye. Midibüslerle 3 saat süren yol, motorla 5 saat sürmüştü. Motordan bir inişim var, sanırsınızki Harley'den iniyorum :)) Zaten haywan adam da beni görünce kahkahayı bastı :))


Image Hosted by ImageShack.us


İki güzel gün sonunda pazar günü dönüş vakti gelince benim içimi bir sıkıntı aldı ve geç çıkacağım dönüş yoluna saat 22:00'de çıkma kararı aldım. Motor arkadaşımın olmasa bırakcam orada. O derece yol gözümde büyüdü. Tam Fethiye çıkışında polis durdurdu. Ruhsat var ama ehliyet yok :) Memura durumu anlattım. Allahtan adam anlayışlı çıktı ve bana motorun yakıştığını söyleyip (!) gönderdi. Yurdum polisi 54 promille ehliyetime 6 ay el koyarken, ehliyetsiz, motorla 180 km yola gitmeme izin verdi :)) Benim için yolda en zor kısım geliş yolunda çok zorlandığım Göcek geçidiydi. Göcek'e indim ve haywan adamı arayıp durumu bildirdim. Yolun geri kalanı düzdü. Tabi bu benim düşüncemdi! Hafif yokuş olan yoldan inerken motorun arkası sağa sola atmaya başladı. Lastik patlamıştı!

İşte alaca karanlık kuşağı böyle başladı :) Şuan güldüğüm bu olay o an hiç komik gelmiyordu...100 metre ileride bir köy kahvesine kadar ittim motoru ve köylülerin yardımı ile lastiği değiştirdik. İstepne gözüme pek sağlam gelmedi ama köylüler 4-5 km ileride bir benzin istasyonu olduğunu, oraya kadar istepne lastiğin beni idare edeceğini söylediler. Nerdeeee...! 100 mt gitmeden o lastikte indi. Meğer o lastik yarıkmış, tamir edilmemiş :) Yapacak birşey yok. Gecenin bir yarısı motoru ittirmeye başladım. 4-5 km hem de :)) Gözünüzde canlandırın; yolun kenarında motorla koşan bir adam :)) Motor ağır olduğu için ittirmek zor oluyordu, bu nedenle gaza basip yanında koşuyordum :)) O yol bitmedi bir türlü...Sonunda benzin istasyonunu görünce içimi kaplayan mutluluk, uzaktan gelen ve gitgide yakaşıp, sayısı artan havlama sesleri ile yerini yusuf yusuf küdamlarına bıraktı :)) Köpekler yolun karşısında havlıyor, benim kaba etim yıldızlara çarpıyordu korkudan :)) Sağsalim benzin istasyonuna vardım. Lastiği tamir eden çoçuğun bir elinde 6. parmağı vardı (alaca karanlık kuşağının bir oyunu olsa gerek bu). Saat 2 gibi benzin istasyonundan yola çıktım. Fakat gerek lastiğin patlama korkusu, gerekse yorgunluktan reflekslerim iyice yavaşlamıştı. Daha fazla risk almamak için köyceğiz garajına girdim ve 2 saat uyudum, hem de bankın üstünde :)) Rezilliğe bak :))

Saat 08:00 gibi Marmaris'e vardım. Tam 10 saat sonra otele varmanın sevinci ile işe başladım ama bu macera unutulmaz bir anı olarak kaldı... :)

Tanımlamalar:

Haywan Adam : O'nunla ilk tanıştığımda pek sevmemiştim kendisini ama zamanla tanıdıkça gerçek bir dost olduğunu anladım. Her buluştuğumuzda tokalışırken bize birşey derdi. Ben bunu başlangıçta "by one" diye anlar ama bir anlam veremezdim. Ne alaka "by one". Hayır soracam bu sefer dalga geçecekler diye soramıyorum. Sonunda birgün cok dikkatli dinlediğimde "hayvan naber" dediğini anladım. Zaten o günden sonra kampuste bir "Haywan naber?" modası başladı, 9 Eylül Üniversitesi Buca kampusunde :) Hatta bir defasında kantine girerken "haywan" diye bağırdığımda nerdeyse herkes bana bakmıştı da "ne kadar haywan varmış yahu burada" diye düşünmüştüm :))

Evil: Lise hazırlık ve birinci sınıfta iken çok sesiz dururken birden bire metal müzik ile başkalaşım geçiren dostuma, death metal dinlediği yıllarda takılan lakap. Kendisi ile hem lisede hem de üniversitede aynı sınıftaydık.
posted by ANDY at 5:49:00 PM

3 Comments:

Iyi kurtarmissin vallaha.. Ama su var, onlari yasamasaydin herhalde o tatil "eh iste gittik geldik" olacakti. Ama simdi bak kocca bi sayfa yazabilecek kadar cok sey anlatmissin :))

Gozunu seveyim o Honda Kinetic'lerin, hala yollardalar :))

10/10/2006 11:03:00 PM  

Merhaba Yumurcak...Dediğin gibi çok tatlı bir anı olarak kaldı bende. Hala anlatıkça gülüyorum o halime. Daha sonra o yollardan araba ile geçtiğimde "iyi cesaret etmişim" diyorum :)

10/11/2006 09:36:00 AM  

Evet bizde epey güldük bu hadiseye anlattığında ama şimdi gözümde canlandı motorla beraber koşusun kahkahayı bastım ofiste:))

10/11/2006 11:09:00 AM  

Post a Comment

<< Home