YAŞAMA DAİR HERŞEY
Sunday, July 29, 2007
Çok Başlıklı :)
TİFLİS - BATUM - İSTANBUL -BATUM -TİFLİS
Geçen hafta önce Batum'a oradan da Istanbul'a geçtik. Malumunuz hem Palyancom'un hem de Zuzu'nun kontrolleri vardı. Perşembe akşamı güzelim yurdumda ve harika şehir Istanbul'daydık. Ancak bu sefer, yazın başka bir yerde olduğumuza sevindik :( Istanbul aşırı sıcaktı. Buna birde nem eklenince bu şehirde yaşayan insanların çektiği zorluğu bir kez daha anladım ve herkese sabır ve kolaylık diledim. Bu arada pazar gunu bizde vatandaşlık görevimizi yerine getirerek oyumuzu kullandık.
Her Istanbul 'a gelişimizde alışveriş yapmaktan bıkmıştık. Bu gidişimizde ise daha çok gezdik :) Kuzen Alki bizi Arnavutköy'de balıkçıya götürdü. Kuzen Özlü yeni evine yemeğe aldı. Pazar günüde oy kullandıktan sonra abim ve eşi cuma ile mangal yapmaya gittik. Sonuçta gene dolu dolu bir haftasonu geçirdik Istanbulumuzda :) Maalesef Doca ve Cadı ile görüşmedik :( Aslında onlarla buluşmak için program hazırdı ama olmadı işte :( Salı sabah erkenden önce Batum'a ve aynı gun Tiflis'e geldik tilki misali :) Burada hava çok sıcak değil. Sıcak olmasına rağmen Türkiye'nin belli kısımlarının hasret kaldığı yağmur iki günde bir yağıyor. Nem olmadığı için de daha rahat oluyor. Fakat aldığımız haberlere göre Ağustos çok sıcak geçecekmiş. Artık 1 ay katlanacağız ;)
SU İLE YAKLAŞMA
Pazar sabahı daha kahvaltı yapmadan önce abim ve ben oyumuz kullandık, eve gelip hep birlikte kahvaltımızı yaptık. Kahvaltıda Cuma'nın ablası ve eniştesi ile oğulları Rezil Adam da vardı. Ona Rezil Adam diyorum çünkü aynen oyle :) Rezil deyince aklınıza abuk sabuk şeyler gelmesin. Kendisi çok politiktir. Bir dedesi fenerli, diğeri galatasaraylı. Hangisinin yanındaysa onun takımını tutuyor, ikisi bir araya gelince Beşiktaşlı oluyordu :) Artık Türk milli takımını tuttuğunu söylüyor. Bu kadar üç kağıtçı yani :)
Gelelim su ile yaklaşma konusuna :) Biz oyumuzu kullandıktan sonra eşlerimizin oy kullanması için kayınvalidelerin evlerine gidildi. Palyanco ile Cuma kuzen olduğu gibi aileleri aynı sokakta oturuyorlar :) Bizimkiler oy kullanmaya gidince ben de Tea Adoru gezmeye çıkartayım dedim. O sıcakta dışarı çıktık. Deliliğe bakar mısınız? Te Adore her canlıya sıcak yaklaşma iç güdüsünde olan bir köpek. Sanırım bu dunyada hiçbir varlığa zarar vermeyecek nadir hayvanlardandır. Bu yuzden kedilerden bile dayak yer :) Birde çok meraklı. Herşeyi koklar, inceler. Bu defa bu incelemesi bana zarar verdi :) Arabaların altını koklarken birde bir sokak kedisi buna tısladı ve birden saldırmaya başladı. Ben Te Adore'u çekmeye çalışıyordum -ki bu arada tea dore'da hiçbirşey yapmıyordu- kedi tea dore'un yuzune saldırdı ve burnunu kanattı. Bunu görünce yavrusu koruma iç güdüsü ile kedinin karnına tekmeyi yapıştırdım. Yoksa saldırmaya devam edecekti. O an farketmedim ama sonradan tekme attığım ayağımda bir yanma hissettim. Kediye tekme attığımda kedi beni tırmalamış :) Hemen hastaneye gittik. Kuduz aşısı olmaya. nce tetonoz sonra da kuduz aşısı oldum. Toplam 5 tane aşı olmam gerekli. İki tanesini oldum. Geri kaldı 3 tane daha :( İlk doktora giderken karnımda iğne olacağım diye stress olmuştum ama koldan olunca rahatladım. İğneden korkmuyorum ama derime birşeyin girmesi hoşuma gitmiyor. Bu nedenle aşı olurken asla aşıya bakmam :):)
Tekme attıktan sonra kedinin hamile olduğunu öğrendim :( Umarım yavrularına birşey olmamıştır. Bizimki bu kadar uysal olmasa daha iyi olurdu. Zaten ileride köpek alırsam bu sefer alman kurdu almaya karar verdim ;) Te Adore'e abilik yapar :):)
Te Adore her geçen gün daha da tatlı oluyor. Çok akıllı ve zeki. Biraz daha olgunlaşınca tam super olacak :)
O BİRRRRRRR
Oooooooooooo bir oğlakkkkkkkkkkk....
Oooooooooooo bir kış çocuğuuuuuuuuuuuu...
Oooooooooooo bir Andy - Palyanco ortak yapımııııııııııı..:)
Oooooooooooo birrrrrrrrrrrrrrrrr...
Oooooooooooo birrrrrrrrrrrrrrrrr EFEEEEEEEE :):):)
Oooooooooooo birrrr ERKEKKKKKKKKK!!!!! :):):):)
Evet 20 temmuz günü oğluşumuz bize cinsiyetini belli etti. Direkt açtı gösterdi :):) Allah'a şükür sağlığı yerinde ve herşey gayet güzel :) Boyu normalden yaklaşık 2 cm daha uzun :) Türkiye yeni bir NBA yıldızı yetiştiriyor :):)
İsmini netleştirdik sayılır ama şimdilik sadece EFE'yi yazıyoruz. Bir ismi daha olacak ama birkaç aday isim var. Netleşince onu da yazacağım :):)
ANNEYE SÖZ :)
Anne olanlar bilirler; çocuklar en çok onları üzerler ya da başka bir söylemle; çoçuklar annelerinin yanında daha rahat ve daha fazla yaramazlık yaparlar. Sonra da üzülen, yorulan anneden özür dilemeler, onu sevdiğini söylemeler vb...
Ben ve abimde pek çok yaramazlık yapardık. Babanın olmadığı Istanbul gibi bir şehirde iki erkek evlat yetiştiren canım annemiz daha bir yorgun olurdu. Aşağıda o zamanlar onu üzmemiz sonucu aldığımız kararları yazılı olarak sunduğumuz anlaşmalar yer almaktadır :) Hala saklıyoruz :):)
Friday, July 20, 2007
Ebelere Saygı Lütfen :)
EBE'lik konusu fıkralar :) Hemen baştan ifade edeyim aşağıda yazacağım fıkraların çoğunluğu mustehcen olacaktır. Bu nedenle "vay terbiyesiz", "utanmaz" tarzı ifadeler kullanacaksanız ekranın sağ tarafında yer alan bloglara yönlenmenizi tavsiye ederim :)
Mesela palyancom'a ugrayın, en son balkon ziyaretçimiz ve yeni evimiz hakkında bilgiler mevcut ;)
Ebe olmak istiyorsanız Fikrimiincegülü'nü okuyun :) Mini ve Maxi'den son haberleri alırsınız :)
Evlenecek iseniz eşiniz olacak kişiyle ailenizi ilk tanıştırmada ne yapmanız gerektiğine dair sırlar istiyırsanız o zaman Ocean :)
Cadı'lar hakkında bilgi edinmek isterseniz Cadı. dipnot: Cadı ve Palyancom'da Gurcistan hakkında da bilgiler bulabilirsiniz ;)
Kendinizle barışık değilseniz size Mayonezi tavsiye ederim. Kendisi kendisyle en barışık insandır :)
Maalesef günümüzde öcü gibi gösterilmeye çalışılan ve git gide uzaklaştığımızı düşündüğüm harika dinimiz ile ilgili bilgiler için Yağmur Damlası. Ayrıca ödüllü yemeklerde var ;)
Zeyneb'in maceraları için Koyu Beyaz :) 15 aylık birisinin dünyasını keşfedin :)
Yok kardeşim ben bu kadar çok okuyamam derseniz site adı her ne kadar "gundebir" olsa bile kendisi ancak 6 ayda ya da yılda bir defa yazar :)
Bunlar dışında parkeolog, Bilun Şen, Nenoni de var ama kendileri kızmasın onların sayfalarına çok gidemiyorum :(
Evet gelelim EBE'lik konusu olan fıkralarımıza. Bende Temel ile başlıyayım. İlkini rahat rahat okuyabilirsiniz ;)
Temel , ingiliz alman ve fıransız vampir olmuşlar bir dağda mağrada yaşıyorlarmış Karınları acıkınca sırayla mağaradan çıkıp kanını emecekleri canlı ararlarmış. İlk olarak ingiliz çıkmış dışarı. Geldiginde agzı burnu kan içindeymiş Ne oldu demişler
Aşagıda bir ev var gördünüz mü ? Evet
onun yanında bir kulübe var gördünüz mü ? Evet
İşte oradaki köpeğin kanını emdim
Daha sonra Fıransız çıkmış oda ağzı burnu kan içinde geri gelmiş Ne oldu demişler
Aşagıda ev var gördünüz mü? evet
onun yanında kulübe var gördünüz mü? evet
onunyanında ahır var gördünüz mü? evet
işte oradaki hayvanların kanını emdim demiş
sıra bizim Temel'e gelmiş Temel biraz sonra Ağzı burnu düm düz gelmiş Ne oldu demişler aşagıda birev var gördünüz mü? evet
onun yanında kulübe var gördünüz mü? evet
onunyanında ahır var gördünüz mü? evet
onun yanında direk var gördünüz mü? evet
işte ben görmedim
Temelden devam edelim.
Temel evlenecek ama canı sıkkın. Arkadaşları :
"hayırdır temel neyin var? bu gece evleniyorsun mutlu olman lazın ama sen üzgünsüz" demişler.
Temel:
"sormayın ben nasıl yapacağımı bilmiyorum" deyince arkadaşalrı kahkahayı basıp bununla dalga geçmişler. Temel de canı sıkkın babasına gitmiş:
"Baba bir sorun var demiş" Babası:
"hayırdır olum boyle mutlu gunde ne sıkıntısı" deyince temel daha önce hiç yapmadığını söylemiş. Babası:
"ulan hiç mi gitmedin geneleve, insan bunu son gün mü söyler? daha önce söylesen seni goturur bir kadına herşeyi öğretirdik" demiş. Düşünmüşler taşınmışlar babası en sonunda:
"olum sen merak etme. gece senden önce odanıza girip gardroba saklanacağım sana oradan ne yapacağını söylerim" demiş
Gece olmuş, düğün dernek eğlence devam ederken temelin babası düğünün sonlarına doğru gizlice bunların odasına gidip dolaba saklanmış. Temel ve eşi gelmiş. Temel sessizce:
"baba geldik ne yapacağım"
"olum kızı soy"
temel kızı soymuş. "baba kızı soydum şimdi ne yapacağım?"
"sende soyun oğlum"
temelde soyunmuş. "baba bende soyundum şimdi ne yapacağım?"
"kızı yatağa yatır" temel kızı yatağa yatırmış " tamam baba yatırdım şimdi ne yapacağım"
"sende yanına yat"
temel tam kızın yanına yatarken ayağı kaymış kafasını karyolanın kenarına çarpmış ve "ahhh" diye bağırmış. Babası "kan geldi mi olum" demiş. Temel de "evet geldi" deyince babası "devam et olum" demiş. Temel başlamış kafasını karyolayaq vurmaya :)
Bu biraz mustehcen :)
Temel sahilde otururken birisi gelmiş
"birader biraz önce burada jet skici vardı gördün mü?" demiş
Temel "görmedim ama istersen ben yavaş yavaş yaparım" demiş :):):)
Friday, July 13, 2007
Yenilik...
Üzülüyorum çünkü eski blog şablonumu uzun arayışlar sonucu bulmuş ve çok sevmiştim. Çok sevdiğim deniz temali bir şablondu. Şimdilik bununla idare edeceğiz. Belki ileride daha güzel bir şablon bulursam değiştiririm :)
Yenilik her zaman için iyidir ancak eskiyi unutmamak lazım değil mi? ;)
NOT: Bu yazıyı yazdıktan birgün sonra araştırmacı ruhum ortaya çıkarak görmüş olduğunuz template'i bulmamı sağladı. Hepinizin nedzinde kendisine teşekkür ederim :)
Thursday, July 12, 2007
Keskin Sirke Küpüne Zarar...
Kendimi eskiden beri hep eleştiren, başına kötü birşey geldiğinde bunu hep yaptığı yanlışlara bağlayan birisi oldum. En kötü huyum ise aniden sinirlenmem ve bu sinir sonucu etrafımdakileri kırmam ya da kendi kendime zarar vermemdir. Zarar derken kendime abuk sabuk şeyler yapmıyorum! Etrafımdakileri üzünce haliyle bende üzlüyorum ve kendi kendime kızıyorum. Bunun gibi birşey.
Küçükken fazlaca kinci ve intikamcıydım. Bana sevmediğim birşey yapılınca karşımdakine daha fazlasını yapmak için uğraşırdım. Ancak zamanla bu huyum yüzünden çok sevimsizleştiğimi ve insanların benden uzaklaştığını gördüm. O zamandan beri sevmediğim birşey yapılınca karşımdakine hatırlatmakla yetiniyorum. Evet gene unutmuyorum ama intikam almak çabası içinde de değilim. Sadece o kişi ayı duruma düşünce hatırlatma yapıyorum hepsi o kadar :)
Sinir olayına gelince. Maalesef bu konuda aşama kaydetmiş olduğumu düşünen ben sanırım daha fazla hatta çok daha fazla çaba sarfetmem gerektiğini anladım.Olayın ne olduğunu yazmayacağım, sadece haklı durumda iken sinirlerime hakim olamayınca haksız duruma düştüğümü belirtmek istiyorum. Hatamın farkındayım. Dedim ya, eleştirildiğim zaman belki o an itiraz edebilirim. Insanız sonuçta, iyi yonlerimiz söylendiğinde seviniriz ama yanlışımızı kabul etmek istemez, hep bahane ararız. Ancak ben o an bahane arasam bile yanlız kalınca kendi kendime eleştirimi yapar, kendime kızar ve yanlışımı düzeltmeye çalışırım. Çünkü sözden çok hareketlerimle birşeyleri göstermenin daha etkili olduğuna inanırım.
Ancak şu da var ki; insanların sabır seviyeleri farklıdır. Birisi yıllarca sabır eder, birisi 1 saat. Ben bu konuda çok sabırlı olduğumu söyleyemem ve bazen olmadık anda ani çıkışlar yapabilirim. Özellikle birşeyle uğraşırken karşıma geçilip bana soru sorulması, birşeyler analtılması ve benden cevap beklenmesi bu ani çıkışlarımı tetikliyor! Bu bir özür değil biliyorum. Fakat mükemmel değiliz ki herşeyimiz çok doğru ve düzgün olsun!
Aslında artık sinirlenmelerimin çoğu yapılan haksızlıklar yüzünden. Birilerinin kendisini akıllı sanması ve sizi salak yerine koyması yüzünden. İşte bu tür haksızlıklar gördümmü (haksızlık bana olmasa bile) çok sinirleniyorum. Palyancom son zamanlarda trafikte diğer şoförlere kızmama kızıyor. Gürcistan'da trafik -çok araba olmamasına rağmen- berbat! Kurallar var ama uyan yok! Ha, ışıkta duruyorlar ama bir bakıyorsunuz birisi, geliş yolundan gaza basmış geliyor (karşı tarafta ışıkta bekliyor ya bu arada) pat önünüze geçiyor! O akıllı ya! Trafikte beklemeye hiç tahammuleri yok! Yollar arasında şehir içinde ve dışında herhangi bir teratuar yok! Ayrım sadece çizgiler ile yapılmış. Bu yuzden hiç beklemediğiniz anda geliş yolu tıkanık olduğu için sizin gidiş yolunuzdan birisinin geldiğini görebilirsiniz. Adam birde size kızıyor neden yol vermiyorsunuz diye! Bir defa boyle bir olay virajda başıma geldi de son anda kurtardım. Ah o zaman işim olmayacaktı, dönüp bizim hayatımızı riske sokan o adamı bulup ağzını burnunu kırmak vardı ya! İşte sinir anı bu oluyor :) Birilerine bazen sözlü uyarı birşey ifade etmiyor. O adama haddini bildirmezseniz o adam aynı hareketi marifetmiş gibi yapmaya devam eder. Birileri de karşısında süklüm püklüm durur laf bile diyemez! Ben duramıyorum, durmak istemiyorum!
Ataturk Havalimanında sigara içmek her kapalı alanda olduğu gibi yasak. En son 480 ytl gibi bir de cezası vardı. Birgun bagaj alım salonunda gezerken birisinin sigara içtiğini gördüm. Kendisini uyardığımda bana "gümrük müdürüyüm" dedi ve içmeye devam etti. O'nun benden farkı ne? Bu ülkenin kuralları ona ayrı bana ayrı mı? O salonda o sigarasını içerken ben nasıl olurda bir yolcuya sigara içmeyin diyebilirim ki! Zihniyet değişecek önce! Kuralları uygulatanlar kurallara uyacak ki, uygulatabilsin. Maalesef devlet biriminde çalışan pekçok kişi kendilerine verilmiş yetkileri kanundan çok kendileri için uyguluyorlar.
Konuyu sinirden açık ama nerelere geldi. Yazarken de sinirlenip kaptırmışım kendimi :) Ama geçen günkü olaydan birkez daha ders aldım. Bundan sonra önemli olan bunu uygulamada başarabilirmek. Bunu da yapacağım. Çünkü çok sevdiğim bir eşim ve inşallah yakında aramıza katılacak olan ZUZU var :) Onlar için daha sakin ve serin kanlı davranmam gerektiğinin bilincindeyim. Ama haksızlıklara karşı tepkisiz kalacak değilim. Sadece tepkim bana ve etrafımdakilere zarar verecek kadar sert olmayacak :)