YAŞAMA DAİR HERŞEY

Friday, February 23, 2007

Evlilik Üzerine...

İşten biraz olsun zaman bulup Yumurcak ve Mayonezin sayfalarını okudum. Şimdi palyancom "-Neden benim sayfama bakmadın" diye kızacak ama O'nun sayfasına bakmadan hemen yazasım geldi :) O yüzden hemen yazmaya giriştim. Hemen yazma nedenim ise Mayonez'in bir yazısındaki evli erkekleri hedef alan suçlamalar içeren yorumlar :))

Şimdi elbetteki her erkek benim gibi super ve harika olmayabilir :)) ama erkeklerin kadınlardan daha duygusal olduklarına eminim. Ha...bunu göstermek istemeyebilirler. Bunu göstermenin güçsüzlük olduğuna inanan da olabilir. Bu birazda erkeğin yetişme tarzına ve evliliğe bakış açısına bağlı. Mesela Samsun'da bir üniversitede iki erkeğin konuşması şu şekilde gerçekleşmiş (Yazı Leman'ın DUMUR olaylarından alınmıştır. Bu yuzden gerçekliği hakkında kesin bir bulgu yoktur):

- Olum en iyisi evlenmek..
- Neden?
- Karıyla yatıyon yatıyon hiç para vermiyon! :))

Şimdi bu mantelide olan bir erkekle evlenen bayanların haline vah ki vah!

Evlilik her iki tarafında kendinden birşeyler vereceği bir kurumdur. Kimse kimseyi tamamen değiştiremez. Ancak zamanla birbirine benzemeler ve birbirinin huylarının alınması olur. Mesela benim dolabım fazlaca düzenlidir. Şöyle ki; gömlek askılarının kancaları, gömleklerin ön tarafı hep aynı yöne bakar. Palyancom buna dikkat etmezken artık o da öyle davranmaya başladı :)

Evlilik bence ortak çözümler üretilen bir kurumdur. Birisinin sevmediği diğeri engellemeyip hatta ara sıra ona eşlik ederse daha da iyi olur. Tabi bunu herkesten bekleyemezsiniz. Maalesef her zaman olaylar anlattıgım gibi gitmiyor. Bu yüzden evlilik öncesi yoğun duygunun yanına mantık en az duygu kadar gelmelidir. Erkek bir kadında ne aradığını çok iyi irdelemeli ve kadın da evine, mutfağına büyük zevkle girmeli ve iş yapmalıdır. Palyancom'la evlenmeden önce abimin eşi (palyancomun kuzeni) abim eve gelmeden hemen O'na birşeyler hazırlamak için mutfaga girer ve bunu büyük zevkle yapardı. Bunu yaparken bankadan tüm gün yorulmuş bir halde eve gelmiş olurdu. O zaman O'na hayran olmuştum ve abimin çok şanslı olduğunu düşünmüştüm. Bugun aynı şansa bende sahibim :))

Bir kadın statüsü, maddi durumu, eğitimi, ünvanı ne olursa olsun erkeğinin gözünün içine bakmalıdır. Şimdi sakın bayanlar "biz kölemiyiz?" " ne biçim laf bu" "herşey sizin etrafınızda dönmüyor" gibi laflar söylemesinler. Bu bir erkeğin eşinden bekleyeceği ve maalesef benim şu an burada yazarak anlatamayacağım bir durumdur. Bu asla ve asla kadın erkeğin kölesi anlamına gelmiyor. Bana bunu Palyancom öğretti :) Ben mutfağa da girer, ütümü yapar, temizliği de yardım ederim. Fakat palyancom hep gözlerimin içine bakar ;)

Konu oldukça dağıldı sanırım ama toplamak çok zor geliyor :)) O yüzden hemen konuyu kapatıyorum ve herkese mutlu, HUZUR dolu evlilikler diliyorum :)
posted by ANDY at 4:15:00 PM 5 comments

Monday, February 19, 2007

En Romantik 14 Şubat :)

Üstümüzde Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı, karşımda Doca boncuk boncuk gözleriyle bana bakıyor, yanımda ise Palyancom Cadi'ya "aşkım" diye hitap ediyor :) 14 Şubat sevgililer gününü kutluyoruz :)) Biraz garip geldi değil mi size bunlar :))

Ee..bizim asistan işleri karıştırınca Sevgililer Gününü Cadı-Doca çifti ile geçirdik :) Aslında biz "Değirmen" dediğimiz restorana, onlar ise "Maidan" isimli restorana rezervasyon yaptırmak istedik ama sevgili asistanıız Maidan'da yer bulamayınca gitmiş bizimle aynı yerde rezervasyon yaptırmış :) İki masa arasındaki mesafe 4 mt. olunca aynı masada oturmaya karar verdik :)

Vallahi gece boyunca fıkralar havada uçuştu :) Gülmekten gözümden yaşlar geldi. Bazen benim fıkra anlatmam gelir ve gitmez :) Ancak fıkralarımın çoğu sansürlü olduğu için her zaman rahat rahat anlatamıyorum :)

İki sene önce palyoncomla nişanlı iken abim, eşi (palyancomun kuzeni olur kendisi) ve biz Bodrum'a teyzemin yazlığına gitmiştik. Orada da fıkram geldi ve her gece bir fıkra ile gecelerimiz şenlenmişti :) Hala o gunleri hatırlar güleriz :) Orada bir sabah kahvaltı yaparken eniştem bize "sahilde yürüyüş yaptım, ilerideki teknelerin oraya kadar gittim, orada jetski'ler de var" dediği gibi benim aklıma geldi fıkra :

Temel sahilde oturuyormuş. Adamın biri gelip "-biraz önce burada jetski'ci vardı nereye gitti biliyor musun?" demiş. Temel de: " bilmiyorum ama istersen ben yavaş yavaş yaparım" demiş :))) Fıkra bittiğince abim ağzındaki çayı üstümüze püskürtmeye başladı :))

Son zamanlardaki en gözde fıkram ise gene Temel'den :))

Temel birgün sinemaya gitmiş. Film bitince, çok guzel olduğu için herkes ayakta alkışlamaya başlamış. Temelin önündeki oldukca şişman bir kadında ayağa kalmış. Temel bir bakmış kadının eteği kıçının arasına girmiş. Yardımcı olup çıkartmaya çalışırken kadın arkasına dönüp tokadı yapıştırmıs :) Ertesi hafta Temel bu sefer aynı filme Dursun ile gitmiş. Fıkra bu ya; aynı şişman kadın önlerinde oturuyormuş. Film bitince gene ayakta alkışlamaya başlamışlar. Kadın da ayağa kalkmış. Bu sefer Dursun kadının kıçının arasına girmiş eteği çıkartmak istemiş ama Temel hemen Dursun'un eline vurup eteği tekrar yerine sokmuş :))

Bu kadar fıkra yeter :) Aslında anlatmak yazmaktan daha zevkli ama maalesef şuan ki şartlarda yazmak durumundayım :))

Doca'cım senin o boncuk bakışların hala aklımda :) Ahhh... ahh...! çok romatik bir geceydi :))
posted by ANDY at 10:52:00 PM 2 comments

Sunday, February 04, 2007

BEN TURK'UM

İşler öyle bir yoğunlaştı ki, artık bırakın yazmayı, palyancomun yazdıklarını dahi okuyamıyorum :( Kafamda o kadar çok iş var ki, her zaman yazacaklarını kafasında şekillendiren ben, bu sefer hepsini birbirine karıştırmaya başladım :) Nerden başlasam bilemiyorum ama sanirim öncelik başlıkta olmalı.

Evet ben Turk'um. Asılar boyu dünyanın yarısına hükmetmiş bir milletin evladıyım ve bununla GURUR duyuyorum. Asla ve asla hic bir ırk, din, dile mensup olmak gibi bir düşüncem ya da isteğim olmadı. Neden olsun ki! Kimin bizler kadar asil ve gururlu bir geçimişi var?

Bunları neden mi yazıyorum? Turkiye iki hafta önce Ermeni de olsa bir evladını kaybetti. Hem küskün iki milletin birleşmesi için çaba sarfeden birisini. Ermeni ya da başka bir millet olsun, ölen kişi TÜRKİYE'nin evladıdır. Gene gaza gelen yurdum insanı, tam dinlemeden, net anlamadan, DÜŞÜNMEDEN hareket edip bizi bir yanlışa düşürdü :( Şimdi Hrant Dink öldürüldü de ne değişti? Kimin eline ne geçti? Sadece bizi karıştırmak, bu ülkede HUZUR olmasini istemeyen insanların ekmeğine yağ sürüldü!

Cenaze günü ve daha öncesinde atılan "Hepimiz Ermeniyiz" sloganına ben bir TURK olarak katılmıyorum. Ermeni olana saygım sonsuz. Ancak bu ülkenin kargaşaya, iç karışıklığa götürecek bir yolda, ülkemizde yaşayan tüm milletlerin dikkatli konuşup, hareket etmesi gerekmektedir.

Yıllardır bize HUZUR vermemek için yaratılan ve sürdürülen düsmanlıklar sadece ve sadece bu düşmanlığı yaşayanlara zarar vermiştir. Bu düşmanlığı yaratıp besleyenler ise rahat içinde koltuklarında oturmaktadırlar. Artık hepimizin bunları görüp daha bilinçli olmamız gerekmektedir.

Hrant Dink'e Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına sabır diliyorum...
posted by ANDY at 8:24:00 PM 2 comments